14 Şubat 2010 Pazar

Sevgilinizden 'zoraki romantik' yaratmayın, yoksa...

Yoksa 15 Şubat'a yalnız girersiniz:)

Eski Roma İmparatorluğu günlerinden beri kutlanıyor "Sevgililer Günü"... Tarihçesini her yıl bu konuda yapılan yayınlardan az çok herkes bildiği için burada tekrar anlatmaya gerek yok... Ama bugün yine büyük ihtimalle sevgililer sevdiklerine gazetelerde yalnız karşı tarafın anlayabileceği "komik" mesajlar iletecekler... Elinde kalp taşıyan peluş ayıcıklar alacak fazla parası olmayanlar... Belki tek bir kırmızı gül... Ya da kalp şeklinde çikolata... Parası olan ise sevgisini daha ağır şeylerle, mesela "tektaşlarla" gösterecek aşkına...
Ama şu bir gerçek ki, "Seni Seviyorum" cümlesini söylemeyi basitlik sayanlar daha çok yüklenecek maddi göstergelere... Ve bu güzel sözcükleri duymamayı kanıksamış kulakların sahipleri de, hiç değilse sevdiğini bir gün de olsa göstersin diyerek daha çok şey bekleyecek 'sevdiğinden'....

Mesajlarım var, anlayana...

Ben özel günlere -biraz fazla- önem veren bir insanım. Hatta bu özelliğimle bazılarını çileden çıkardığım da olmuştur. Doğum günleri ve evlilik yıldönümleri özellikle... Arkadaşlarımın evlilik yıldönümlerini bile hatırlayıp kutlamayı severim. Ama "Sevgililer Günü" nedense bende aynı etkiyi yapmıyor. 14 Şubat'larda sevgiden anlayan, sevgiye değer veren arkadaşlarıma günlerini kutlayan küçük mesajlar atıyorum... Ya da minicik simgesel hediyeler vermeyi seviyorum. Anlayan anlıyor... Anlamayan bir daha benden mesaj almıyor... Ama sevgililerin bu güne bazen ederinden fazla değer verdiğini düşünüyorum... Yani Sevgililer Günü için çok özel şeyler bekleyip hayal kırıklığına uğrayan insanları gördükçe üzülüyorum...

Sınav gününe psikolog uyarısı

Sevgililer Günü nedeniyle birçok basın bülteni geliyor gün içinde... Genelde hediye seçenekleri üzerine... Ama geçen gün bir psikologdan değişik bir basın bülteni geldi. Klinik Psikolog Sinem Demir'in yorumları vardı bu günle ilgili... En ilgimi çeken "Sevgililer Günü'nde sevgilinizi zoraki romantik yapmayın! Evlilik kararının en çok alındığı gün olan Sevgililer Günü, ayrılık kararlarının da en çok alındığı gün" uyarısı oldu... Ben de çevremde bu özel gün için çok romantik beklentiler içine giren arkadaşlarımı düşündüm. Sonrasında anlattıkları hayal kırıklıklarını... Psikolog Demir'in söyledikleri de neden oldu aslında bunları düşünmeme...

Elektrik kesikti, çalışamadım!

Çünkü bu günlerde -daha çok kadınlar- kişiler, karşısındaki kişinin doğru insan olup olmadığını daha fazla düşünüyormuş. Daha bir teste tabii tutuyormuş sevdiceğini... "Acaba bu kişi, hayatımdaki doğru kişi mi? Bakalım bana beklediğim sürprizleri hazırlayacak mı?"
Sınavdan habersiz garipler sorulara hazırlanmamış olunca... Romantik sürprizi bırakın kutlamıyor bile Sevgililer Günü'nü ve sınavdan çakıyor.
"Bak, hayatımdaki doğru kişi olsaydı, ne bekleyeceğimi bilir, ona göre hazırlanırdı" diyor baş kahraman... Ve ayrılık çanları çalıveriyor. Ha, sınavı geçen çıkmıyor mu? Çıkıyor herhalde ki, Sevgililer Günü evlilik kararlarının da en çok alındığı günlerin başında geliyor... Sınavı geçemeyenlerin durumunda ayrılık için çalan çanlar, bazıları için evlilik müjdesi verebiliyor.

Sevgililer Günü'ne de....

Bir de bu günleri tamamen anlamsız bulanlar, umursamayanlar, hatta böyle günleri icat edenlere küfredenler var ki, bu da bir seçenek... Ve bu durumdaki kişilere de saygı duyuyorum. Onların kendileri gibi âşıklar bulup kimseyi üzmemesini diliyorum:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder