1 Şubat 2010 Pazartesi

Hayat çok zor di mi anne?

Eğer farkına bile varmadan bir offf çektiğinizde 5.5 yaşındaki oğlunuz size “Hayat çok zor di mi anne?” diye soruyorsa, boğanızda bir düğüm oluyor cevap veremiyorsunuz; tecrübeyle sabit…

Cuma günü izin günümüzdü…
Hava kapalı, yağmurlu…
Arabada giderken farkında olmadan of demişim.
Aslında o ‘of’un içinde neler yoktu ki!..

Of: Bir gün izin yetmiyor. Hangi işimi halledeceğim?! Of: Keşke hava güzel olsaydı…
Of: Eve gidince bir sürü iş beni bekliyor…
Of: Yarın dinlenemeden yine işe gideceğim…
Of: Herkesin tatil hayali kurduğu gün benim için işin ilk günü…

Her şey birikiyor

Aslında tek tek bakıldığında hiç de ‘of’luk bir durum yok ama işte insan bunları biriktirince, üstüne bir de hava griyse farkına varmadan böyle bir tepki veriyor.

Oğlum perşembeden soruyor: ‘Anne üç gün izinliyiz değil mi?’ diye…

Her seferinde açıklıyorum: “Evet sen üç gün ama biz sadece bir gün.”

“Olsun o bir gün birlikte şunu şunu yaparız” diye planlar yapıyor.

Planlara bazen onun hastalığı, bazen acele halledilmesi gereken işler engel oluyor; ama olsun…

O moralini hiç bozmuyor.

Ben, annem hiç ‘of’ladı mı, ya da ben onu böyle şaşırtan bir tepki verdim mi, hatırlamıyorum.

Ama oğlumun verdiği tepkiler, unutmak istemeyeceğim türden…

Mesela tatilde çok ateşlenmişti, dondurma yemesine izin vermiyorduk, “Bir tanecik çocuğunuz var, onun da bir boğazına bakamıyorsunuz” dedi.

Bizi mosmor etti…

Ayrıca çok kızdırdığımızda da “Böyle olduğunuzu bilseydim sevmezdim sizi” deyiveriyor.

Kendi çocukluğuma bakıyorum da…
Haklı aslında…
Benim annem çalışmıyordu, hep yanımdaydı.
Okuldan döndüğümde kapıyı annem açıyordu.
Kardeşimle oynadığımız oyunlarımıza eşlik ediyordu.
Soğuk günlerde sıcak çayımız, ıhlamurumuz; güzel kekimiz önümüzdeydi.
Hasta olup naz yapmak da bir başka oluyordu.

Oysa benim oğlumu okuldan –ne kadar iyi olsa ve sevse de- bakıcısı alıyor…
Onunla oyunu bakıcısı oynuyor…
Onun hazırladığı şeyleri yiyor…

Naz bile yapamıyor

Annesi eve geç bir saatte yorgun geliyor. Yemeğini yemeyip naz yapmaya kalksa sinirleniyorum ister istemez… “Biraz anlayışlı ol” diyorum.

Onunla oyun oynuyorum; genelde de onun istediklerini…

Ama itiraf ediyorum aklım ya makinede durup asılmayı bekleyen çamaşırda oluyor. Ya da yarınki yapılacaklar işler listesinde…

Hasta olup okula gitmediğinde bile evde bakıcısı ona bakıyor.

Bütün bunları düşünüp bir gün bana hesap soracak diye de ödüm kopuyor. “Neden bana sen bakmadın” diye?

Ve şimdi buradan itiraf ediyorum: Evet oğlum haklısın, hayat çok zor

1 yorum:

  1. Çok haklısın Derin'ciğim çok haklısın. İyi bir bakıcı olmaya gayret ettim , bana emanet edilen bebeklerime hep şefkatli ve özenli bakım sağlamayı görev bildim , hayır görevden öteydi benim için , sevgiydi , emekti. Anne gibi... Gibi ama , hiçbir bakıcı , ne kadar iyi olursa olsun öz annenin yerini tutamaz, bunu aklımdan hiç çıkartmadım. Çalışan annelerde suçluluk duygusunu da kabullenemiyorum. Sadece geçim zorlukları değil kadının çalışma nedeni. Daha iyi bir gelecek , daha iyi bir ülke , daha iyi bir nesil için çalışıyor bir çok çalışan anne. Yine o yavruların yararına... O burukluğu silip atmak zor ama lütfen yüreğiniz huzurlu olsun. Siz tanıdığım en iyi annelerden birisiniz... Derin de bunun bilincini taşıyacaktır eminim. Selam, sevgi, saygı ve dualarımla...

    YanıtlaSil