8 Mart 2010 Pazartesi

FOTOĞRAFSIZ ÇOCUKLAR

Kibritçi Kız masalını hepiniz duymuşsunuzdur… Danimarkalı masal yazarı Hans Christian Andersen’in, 1835 yılında “Çocuk Masalları” kitabında yayımladığı, bir yılbaşı gecesi, elinde satmaya çalıştığı kibritleri yakarak ısınmaya çalışan ve sabah donmuş cesedi bulunan kızın masalı…


Kız satamadığı kibritleri bir bir yakarken rüyaya dalıp kendini olmak istediği yerde görüyordu. Mesela sıcak bir odada ya da güzel yiyeceklerle dolu bir masanın yanında…
Durduk yerde bu masal da nerden çıktı diyeceksiniz, haklısınız… Geçen hafta gazetelere yansıyan ama aralarda küçük kalan bir haber getirdi aklıma… Tokat’ın Turhal ilçesinde mendil satarken Yeşilırmak’a düşüp kaybolan 11 yaşındaki Akın Kaya… Akın, Kesikbaş Köprüsü yanında mendil satarken sepetinden düşen mendilleri almak için eğilmiş, dengesini kaybedince de ırmağa düşüp kaybolmuştu.

***
Akın 4. sınıfa gidiyordu ve 7 kardeşi daha vardı. Babası İstanbul’da çalışıyordu. Düşmeden önceki görüntüleri bulundu sonra… Çevredeki bir güvenlik kamerasına yansıyan… Akın, Kesikbaş köprüsü yakınlarındaki caddede, kolunda sepetiyle geziniyor, bir direğin etrafından dönerek oynuyordu… Büyük ihtimalle o küçük kibritçi kız gibi hayallere dalmıştı…
Hayalinde, annesi, kendisi ve 7 kardeşi güzel bir evde bir aradaydı… Babası yanlarındaydı; gurbet ellerde değil… Akın da mendil satmak zorunda değildi, kardeşleriyle oyunlar oynuyordu.
Ve hayallere o kadar dalmıştı ki, koşturup dururken sepetindeki mendillerden birkaçı dereye düştüğünde aniden uyanıverdi… Onun ve kardeşlerinin bu geceki yemekleri, belki de satacağı mendillere bağlıydı. O mendilleri almak için eğildi. Ama dengesini kaybediverdi ve dereye düştü. Acaba son düşündüğü neydi…
Akın’ın bir fotoğrafını bile geçemedi haberi veren ajanslar… ‘Fotoğrafsız’ çocuklardandı o da… Ailesi geçim derdine o kadar düşmüştü ki, çocuklarının bir fotoğrafını çekmeyi düşünmeye zamanları bile olmamıştı.

***
Peki suç Akın’ın mıydı?
Annesi ve babası, onların geleceğini düşünmeden tam 8 çocuk yapmıştı. Belki o çocukların biraz ayaklanınca mendil satarak aileye katkıda olacağını hesaplamışlardı. Ya da “En az üç çocuk yapın” diyen büyüklerinin aklına uymuşlardı!
Belki ailesi, Akın’ın yokluğunu hemen fark edemedi bile… Öyle ya 8 çocuktan biri… Mendil satmaya gitmiş. Takılmıştır bir yere, diye düşünmüştü annesi…
Yeşilırmak’ta yaklaşık 1 haftadır Akın’ın cesedi aranıyor. Ailesinden ise iz yok. Belki bunca yoksulluğa rağmen bu kadar çok çocuk yapmanın pişmanlığını yeni yeni yaşamaya başladılar da ortaya çıkmaya yüzleri yok. Belki de…
Bilmiyorum…
Ama şunu biliyorum ki, ailesi, ailesine gerekli yaşam standartını veremeyen, geleceğini güvence altına almadan bu kadar çok çocuk yapmasın diye eğitmeyen bu toplum sorumlu Akın’ın bu kısacık ömründen…
Daha da acısı ne biliyor musunuz; Akın’ın ‘Fotoğrafsız’ çocukların sonuncusu olmayacağını bilmek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder